22 Nisan 2011 Cuma

Dönüşümüz muhteşem oldu!

Ben biraz tembel bir blogger'dım. Hatırlarsanız son yazımda gayet motive olmuş, artık şöyle yazacağım, böyle yazacağım şeklinde vaatlerde bulunmuştum ki... Aman yarabbim bir sabah baktım, mahkeme kararıyla engellenmişim. Ekranda kocaman kırmızı fontlarla yasaklandığım yazıyordu. Bir an ben bile kendimden şüphe ettim :)  Ne olduğunu anlamak için kısa araştırma yaptım ve anladım ki sorun bende değil. 4 milyon blogspot üyesi hepten mağdur.
 
Gel gör ki bunu bir de büyüklere anlatma konusu çıktı. Eskiden beri burnunun dikine giden bir şahsiyet olduğum için blogu gören annem "Acaba ne yazdı da mahkemelik oldu?" diye düşündü. Hala evde çocuklarımla birlikte olduğum karakollara ifade vermek için çağrılmadığım için yüreklere su serpildi.

Sonra uzun bir bekleme süresine girdik. Ben bu arada erişim yasağının elbette bir zaman kalkacağını gözönünde bulundurarak günlük notlarımı aldım. Yani hazırlıklıyım :) Benden daha hazırlıklılar var tabi ki. benim yaratıcı cin arkadaşım Özge ne yaptı etti, teknolojik ayarlara girdi ve yine yayında kalmayı başardı... İkimiz de yüksek lisansımızı "IT based" yaptık ama DNS ayarları konusu işlenirken ben sanırım yine "Yaww bu benim ne işime yarayacak ki? Şirketin IT görevlisi var, olmadı ağabeyim halleder" diyip konusu es geçmişim.  E bu durumda arkadaşımı tebrik ediyorum gerçekten :)

Neyse efendim, tam mahkeme kararı çıktı, oley yeniden geri dönüş yapacağız derken bir yazım hatası yüzünden yeniden beklemeye başladık. Eee devlet işi bu tabi ki... Birisi blogspot yazmayı becerememiş ve maalesef blogsport yazdığı için hooop yeniden bekleme listesine alındık :)

Sonunda yapılan hata düzeltildi ve yeniden yayına geçtik. Daha doğrusu geçmişiz. Bir bakayım şuraya ne durumdayız kontrolü yaparken farkettim ben de.

Şimdi gelelim 1 Mart tarihine... 1 Mart benim için biraz endişeli geçti diyebilirim. Nedeni ise bizim tontişlerin ilk kan sayımı yapılacaktı. Bir minicik ellerine baktım, bir kan alacakları iğneyi düşündüm. Yok ikisi örtüşmüyordu... Bu ellere nasıl iğne batardı? O anda, birkaç ay önce hamileler klübü grubunda yazılan e-postalar geldi aklıma. Bir anne bebeğine kan testi yaptıracaktı ve bebeğinin canını acıtmayacak, elini morartmayacak birisini arıyordu. Ona cevaben de bir sıra şu iyi, bu kötü şeklinde yorumlar gelmişti. O zaman tabi başıma gelmediği için "Aman ne evhamlı anneler" diye düşünmüştüm. İşte büyük konuşmamak lazım, gün geldi aynı evham beni de sardı.

Bu durumda hemen analitik beynimi devreye soktum. Duygusal beynime "Sen şu kenarda biraz bekle, derin nefes al. Bu işler bitsin seni almaya geleceğim" dedim. Testlerimizi Sonomed'de yaptırdık. Sabah 11:00'de oraya vardığımızda bir de gördüm ki babaanne ve dedemiz bizden önce gelmişler. Destek olmak için o soğukta kapıda bekliyorlar. Üşümesinler diye çabucak şehzademle presesimi içeri aldık. İşlemleri yaptırdık. Sonra gencecik iki ağabey geldi. Nedense sağlık görevlilerinin yani hemşirelerin kadın olmasına alışmışım. Ağabeylerle güle oynaya bir odaya geçtik. Biri tuttu, biri kanı aldı, bana da güzellerimi teselli etme görevi düştü. Tabi ki biraz ağladılar ama odadan çıktıkları anda etrafa gülücükler atıyorlardı. Yani korktuğum gibi olmadı.
Peki neden kan testi yaptırdık? Öncelikle kandaki hemoglobin değerini öğrenmek için. Bizimkiler doğduklarından beri demir takviyesi alıyor. Bunun da nedeni 32 haftalık prematüre doğmaları. Prematüre ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerde hızlı büyüme nedeniyle bazı ihtiyaçları çok daha fazla. Prematürelerin vitamin ihtiyacı diğer bebeklere göre daha fazla olduğu için yağda çözünen vitaminler ve folik asit ve demir takviyesi yapılıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün ve Sağlık Bakanlığı’nın da bu yönde tavsiyeleri mevcut. Demir takviyesinin çocukların zekâ gelişimine önemli bir katkısı oluyor.
Ben 4,5 ay süt verebildim ancak daha sonra maalesef yeterli olmadı ve mama takviyesi yaptık, ek gıdalara geçtik. Anne sütü alamayan bebeklerde de folik asit alımına dikkat etmek gerekiyor. İnek sütünün kaynatılması nedeniyle folik asit düzeyi azalıyor. Keçi sütü ise çok az folik asit içeriyor.
Peki sonuç? Değerlerimiz iyi ama tam sınırda çıktı. Bu yüzden demir takviyesine devam edeceğiz ve çok şükür herşey normal, sağlıklıyız.

O günden bize hatıra kalan işte tontişlerimin elleri :)


Atakan'ımın eli

Ezgi'min eli

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder