15 Eylül 2010 Çarşamba

Apartman çocuğu bahçede!

Uzzzzuuuuun bir aradan sonra bugün tekrar blog'uma dönüş yapabildim. Bu süre zarfında birçok güzel işler yaptık. İlk olarak bahçemizde çalışmalar yatık.
Ben bir apartman çocuğuydum. Ama öyle bildiğiniz dört duvar arasına sıkışan çocuklardan değildim. Apartmanımızın çok güzel bir bahçesi vardı. Tüm apartman sakinleri her yeni doğan çocuk için bahçeye bir meyve ağacı dikmeyi neredeyse kural haline getirmişti. Bu yüzden bir meyve bahçesi içinde elmayı, armutu, kirazı, şeftaliyi,cevizi , inciri dalından yemenin keyfine vardım. Hatta olgunlaşmayı becerebilen birkaç elma veya armut da yemişliğim vardı. Çünkü çocuklar olarak meyvelerin olgunlaşmasını beklemeden ekşi, acı demeden yerdik. Ben bir ara işi abartıp bahçeye ağabeyimle odamızdaki ranzanın merdiveni söküp çıkardım. Amaç ise tırmanılamaz gibi gözüken ceviz ağacına, ki kendisi ağabeyimin ağacı olur, merdiven dayayarak üst dallardaki cevizleri toplamaktı. Hatta çocuk aklımızla meyvecilik işini ticarete dökmeye çalıştık. Güzel güzel cevizleri soyduk, bahçe duvarımızın üzerine koyduk. Tiz sesimizle reklamımızı yaptık. Çok da ilgi gördük. Yoldan geçenler birer ikişer cevizleri tattılar ama satın almadılar. Öğlene doğru zaten cevizlerimiz bitmişti. Bunun üzerine ticaret bize göre değil dedik, işte birimiz mühendis, birimiz doktor, birimiz memur falan olduk :)

Ben bu kadar keyifli bir çocukluk yaşamışken çocuklarımın da elma ağacını, kiraz ağacını bilerek büyümelerini ve dalından meyve yemenin keyfine varmalarını istedim. Ne büyük mutluluktur ki, kısmet oldu ve bahçeli bir eve sahip olduk. Tamam hala 0216 kodunu kullanmamıza rağmen biraz şehir dışındayız ama olsun. Şehiriçinde de bahçe kalmadı zaten.

Efendim fidanlar elimizde, çapalar belimizde biz gideriz bahçeye hey bahçeyeeeeeee diyerek meyve fidanlarımızı diktik. Yine hızımı alamadım, bahçede bir de minik sebze bahçesi yaptım. 2m*3m olan bir sebzelik oluşturdum. Yani organik tarıma da başlıyorum. İki keçi, bir inek, birkaç tane de tavuk aldım mı mini çiftliğimizi kurmuş olurum. Sonra da bizi siteden atarlar zaten :)
Herşey çok güzel oldu. Şimdi fidanlar çok küçük gözüküyorlar ama seneye serpilecekler inşallah. Aynı Ezgi'm ve Atakan'ım gibi... Onlar da erken doğdukları için miniciklerdi ama şimdi altın top oldular. Seneye de hep birlikte salından meyvelerimizi yiyeceğiz. Hasat zamanı bekleriz efendim!


Tek cevizi olan ceviz fidanımız
 
Sarmaşık borazanımız


Begonvil ağacımız. Bu ağaç tipiymiş, kocaman olacakmış. Hadi bakalım...
Ladin ağacımız. Ezgi ve Atakan büyüdüklerinde yılbaşı ağacı olarak süsleyeceğiz
Minik zeytin fidanı diyip geçmeyin. Bir tane zeytini bile var üzerinde 

Zeytinyağı işine de mi girsek acaba?

Sıra sıra meyve ağaçlarımız
 
Mutfak önü ortancalarımız. Sezon sonu olduğu için renksizler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder